Kumanların Kodeks Kumanikusuyla
bizzat ilgilenmiştim metinlerin derlenmesinde.
Saf, tecrübe ürünü betiklerdi.
Örnek 1 kodeks:
Miskin kişiler iyi yazılmışı bilmezler dalaşanların sözüne inanırlar ateşli cehenneme düşerler şeytanca tuzaklara ilişirler.
Dönemin gereği didaktik metinlerdi.
Ayriyeten çok işe yaramıştı,
o zaman da hatunlar güzel laflara bayılırdı.
O tür cümleler kayda geçmedi.
Fakat bendenizi başka bir kuş olarak resmettilerdi.
Kızmıştım biraz.
O zamanlar biber gazı yoktu.
Zumbar ve adamları sarmısaklı filan yedikten sonra
eylemcilere doğru osuruyordu.
Hakikaten çok etkiydi.
Kıtlık zamanlarıydı.
Şaman kılığına girip Zumbar'a,
bu kıtlığı aşmak için
kabile reisinin zekerini kesip
tanrılara adamak şart,
demiştim.
Zumbar fena tırsmış,
her türlü kurban, adak etkinliğini
yıllarca yasaklamıştı.
Kadın, çocuk ve bakirelerin Nil Nehrine kurban diye bırakıldıklarını,
Yunan'da kölelerin adaklığını da gördüm.
İsli puslu zamanlar değildi.
Kaşgarlı ile, Divanü Lügati't Türk'ü hazırlarken
çoktanrılı zamanda kurban için Yagış dendiğini yazmıştık.
Günahlarını affettirmek için kurbanlar kesen kavimler de gördüydüm.
Saf masum hakikaten inanmış insanlardı.
Onlara bir zaman şamanlık yaptım.
Her zaman ve birçok işte olduğu gibi
kurban meselesinde de
işin sistematiğini ve modern mantığını Sümerli dostlarım kurmuştu.
Sümer'de en kıymetli kurban olan kuzunun etinden,
Tanrı Şakkan'a daha çok yaranmak için kebabı o zaman icat etmiştik.
Tanrı Şakkan'ı bilmem ama biz çok memnun olmuştuk.
Lakin rakıyı, kurban kuzusundan kebapla hiç içmemiştik.
Ve fakat
Aztek ve Mayaların kurban mantalitelerini hiç tasvip etmemiştim;
onları çok eleştirmiş,
haddizatında götü de zor kurtarmıştım.
Kimi kayıtlarda
tarihin ilk komünistleri olarak
Spartalılar geçer.
Yanlış.
Bizdik:
Ben, Domdom Ali ve Pusu.
Ta o zamanlar,
Karga Krallığımızı kuracağız,
demiştim, Zumbar'a
senden tam bağımsız...
Paniklemişti...
Oysa biliyorduk birbirimize acıdığımızı,
o sebeptendir, hep suçluluk duyduk,
dedi Çiko.
Evet,
Annabelli'yi Edgar'ın sevdiğinden çok seviyordu.
Hep bana acıyan kadınlarla yattım,
dedi Çiko.
Yalnız ve güzel kadınlar,
kederi ne güzel kadınlar...
Yalan değil ölesiye yalnız olduğum,
dedi Çiko.
Efkarlandım, bir kadeh daha içtim.
"Güzdü, çekip giden ömrümüzdü..."
Toprak ağalarına
ve Diaz'a karşı pasif yöntemler
sonuç vermeyebilir, demiştim Zapata'ya.
Aynı dili konuşmadan anlaşma olmaz, dedi Çiko da.
Porfirio Diaz'ın sarayına doğru giderken,
bir gün oraya çıktığında bu toprağı unutma demiştim Zapata'ya.
Sonra "toprak ve özgürlük" sloganını önermiştim ona.
İyi niyetliydi, o pusuya da bu yüzden düştü.
Kalbura çevirdiler onu.
İtiraf edeyim ki,
karşılaştırınca,
o Zumbar bile daha makul bir yöneticiydi.
Hakikaten.
O kadar yani...
