Kemiklerinden ok uçları, süs eşyası, fırça sapları...
Oraya buraya atılmış tahta tabaklar
Hiçbir şeyi yok Mağara duvarından başka...
Oraya buraya atılmış tahta tabaklar
Hiçbir şeyi yok Mağara duvarından başka...
Henüz ekmeğin tadı yok
Belki üzüm ekşimiştir yerinde birkaç damla su
Av yok, eti yok, kürkü yok...
Kendi saçından kesip fırçalar yaptı ince sazlıklardan uzun borular
Kendi saçından kesip fırçalar yaptı ince sazlıklardan uzun borular
Granitten sivriltti küçük baltasını
Önce suretini kazıyacaktı...
Anladım, önce renkler gidiyordu...
Taşlar kalıyordu ölülerimizi nehir kıyısına gömdüğümüz zamanlarda
Anladım, önce renkler gidiyordu...
Taşlar kalıyordu ölülerimizi nehir kıyısına gömdüğümüz zamanlarda
Güneş bazen Tanrıydı, ateş bazen toprak bazen...
Çoktanrılı zamanlarda hep bir serkeş
Çoktanrılı zamanlarda hep bir serkeş
Çok Tanrısız mağaramın duvarına kazımıştım adını ilk-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder