30 Nisan 2012 Pazartesi
177 / zumbar'ın sonu
Korkudan iki mevsim kendine gelemeyen şefin toriği,
kadınların kendilerine bir süre başka kapılar aramasına neden olmuştu.>
kadınların kendilerine bir süre başka kapılar aramasına neden olmuştu.>
28 Nisan 2012 Cumartesi
176/ zumbar
Mevzuyu anlayınca çıkıp anamıza sövmüştü Şef Zumbar.
İlk o zaman duymuştuk öyle bir küfrü.
Nereden aklına geldi aq.
Demek ne kadar korkmuşsa...>
İlk o zaman duymuştuk öyle bir küfrü.
Nereden aklına geldi aq.
Demek ne kadar korkmuşsa...>
175/ magara
İş üstündeymiş Şef . Mamut saldırısı sanıp çok korkmuş.
İş yarım kalmış filan >
26 Nisan 2012 Perşembe
174 / tekerlek
O zamanki kabilemden çocuklarla yonttuğumuz bir kayayı bayır aşağı ilk yuvarladığımızda
çok eğlenmiştik.>
çok eğlenmiştik.>
25 Nisan 2012 Çarşamba
173 / java
Bana çaktırmadan çirkinliğime gülerlerdi.
derken içlerinden Java diye bir çocuk,
abi ben de takılayım sana demişti.
Sonra onu Martin Mistere ile tanıştırdım, iyi anlaştılar...
24 Nisan 2012 Salı
172 / hayyam
Nişappur'da Hayyam'la rubailer yazmıştık.
Şarapsız..
Laf aramızda Aruz'un özel kalıplarını ben öğretmiştim ona,
rubailerinde kullanması için.
Zira
aynı kadına aşık olmuştuk Hayyam ve ben,
bu yüzden o rubaileri için gerek yoktu şaraba,
bizi serhoş eden aynı efkardı.
Sonra kaybedince ben aşk oyununda;
Cihan ona,
şarap ve keder bana kaldı.
Şarapsız..
Laf aramızda Aruz'un özel kalıplarını ben öğretmiştim ona,
rubailerinde kullanması için.
Zira
aynı kadına aşık olmuştuk Hayyam ve ben,
bu yüzden o rubaileri için gerek yoktu şaraba,
bizi serhoş eden aynı efkardı.
Sonra kaybedince ben aşk oyununda;
Cihan ona,
şarap ve keder bana kaldı.
23 Nisan 2012 Pazartesi
171 / luther
Engizisyondan kaçıyorduk, Papazlardan.
Sığınacak bi yer ararken,
ibadethanelerden zulüm çıkar meyhaneden
merhamet, diye mırıldandı Luther
22 Nisan 2012 Pazar
170 / kelebek etkisi
Şeytan diyor,
dön on bin sene geriye filan,
bas bir kelebeğin üzerine,
bir kez daha değiştir şu zaman seyrü seferini.
Daha önceki bir işe yaramadı
dön on bin sene geriye filan,
bas bir kelebeğin üzerine,
bir kez daha değiştir şu zaman seyrü seferini.
Daha önceki bir işe yaramadı
21 Nisan 2012 Cumartesi
169 / 7. uyur
Onca zaman uyuduktan sonra
mağaradan çıkıp ekmek almaya gittiğimde
Kıtmir de yanımdaydı,
vefalı hayvan!
Bu arada ters yatmışım lan, boynum fena..
mağaradan çıkıp ekmek almaya gittiğimde
Kıtmir de yanımdaydı,
vefalı hayvan!
Bu arada ters yatmışım lan, boynum fena..
19 Nisan 2012 Perşembe
168/ direnis
Mein Kampf'ı yazmam için yardım eder misin
diye haber yollamıştı Hitler.
S.ktiri çekip direnişçilere katılmıştım.
Kıştı
Paris'e de kar yağmıştı
diye haber yollamıştı Hitler.
S.ktiri çekip direnişçilere katılmıştım.
Kıştı
Paris'e de kar yağmıştı
17 Nisan 2012 Salı
16 Nisan 2012 Pazartesi
167 / polly
Pollyanna'ya
"bak güzelim bu kadar iyi niyetli filan olma alem kötü" demiştim.
En son onu Yuma'da sefil bir barda dans ederken görmüştüm.
Mutluydu.
"bak güzelim bu kadar iyi niyetli filan olma alem kötü" demiştim.
En son onu Yuma'da sefil bir barda dans ederken görmüştüm.
Mutluydu.
166 / derby
1924 idi, ilk GS BJK derbisindeydim
hem de sahada.
Tarihin ilk top toplayıcısıydım
ki kafam güzeldi.
Galiba goller BJK adına Refik Osman'dan geldi
hem de sahada.
Tarihin ilk top toplayıcısıydım
ki kafam güzeldi.
Galiba goller BJK adına Refik Osman'dan geldi
165 / ulubat
Şu Fetih mevzusu bildiğiniz gibi değil
Zira oradaydım.
Bir ara geniş zamanda anlatırım hakikatini.
Örneğin Ulubatlı karakteri benden de yalan.
15 Nisan 2012 Pazar
164 / proust
Marsel Proust'a memleketten 1 bidon boğma rakı götürmüştüm bir vesile ile.
Yıllar sonra bir binlik daha! İçince gözleri dolmuş, maziyi hatırlamış,
"geçmiş bir nesnede gizlidir" demişti.
Pek hisli bir adammış.
Yıllar sonra bir binlik daha! İçince gözleri dolmuş, maziyi hatırlamış,
"geçmiş bir nesnede gizlidir" demişti.
Pek hisli bir adammış.
14 Nisan 2012 Cumartesi
163 / her yerdeler
1950'lerde McCarty faşizminde
dedim ki Şarlo'ya,
abi gel gidelim bu mendebur yerden,
yok yere zulmedecekler.
Ne bilirdik ki McCarty her yerde!
dedim ki Şarlo'ya,
abi gel gidelim bu mendebur yerden,
yok yere zulmedecekler.
Ne bilirdik ki McCarty her yerde!
12 Nisan 2012 Perşembe
162 / london ile alaska'da
Böyle bir soğuğu dostum John Griffith ile
(yazarken Jack London dedi kendine)
Alaska'da altın araken yaşamıştım.
Tipi, kar, buz...
Ne zorlu günlerdi,
hep kara kıştı ve bizi donmaktan
Alaskalı iki güzel kurtarmıştı.
(yazarken Jack London dedi kendine)
Alaska'da altın araken yaşamıştım.
Tipi, kar, buz...
Ne zorlu günlerdi,
hep kara kıştı ve bizi donmaktan
Alaskalı iki güzel kurtarmıştı.
160 / paul
11 Nisan 2012 Çarşamba
159 / oo7
Evliya Çelebi babadan da kötü haberler geliyor. Kırım civarında casus diye içeri alınmış. Değildir bre. Böyle bi şeyi.. saklar mıydı benden?
10 Nisan 2012 Salı
158 / yol
Kaldık mı yine ayazda! Bitseydi bu iğrenç gemi yolculuğu, kusmaktan tahriş oldu boğaz. Bir de soktuğmun kuzeni... Bari bir güzellik yapsa.
Ah ulan düştüğümüz şu duruma bak! 3 aylık gemi yolculuğu mu olur, tabi ki namerde muhtaç olursun böyle...
Ah ulan düştüğümüz şu duruma bak! 3 aylık gemi yolculuğu mu olur, tabi ki namerde muhtaç olursun böyle...
9 Nisan 2012 Pazartesi
157 / kuzenski
Evet, şüphelenmiştim zaten. Prensesin hizmetçisi Maya, bizim kuzenin kensiymiş. Kılık değiştirmiş ibnetor. Prensesten öylece faydalanıyormuş
8 Nisan 2012 Pazar
156 / moussa
Dionysos şenliklerindeydik şarap filan; ağaca buğdaya ekip biçmeye şaraba insana kutsal güne dair şeyler söyledim, Musa çoğunu yanlış anladı...
7 Nisan 2012 Cumartesi
6 Nisan 2012 Cuma
153 / iskarpile
Gepetto Baba "Evlat, burnuna bir ayar vakti geldiyse iskarpileyi alır uğrarım." diye haber salmış. Eyvallah, şimdilik idare ediyor, dedim.
5 Nisan 2012 Perşembe
152 / korktum lan
Kırım Prensesi ve hizmetçileri ile akşam yemeğinde karşılaştık. Allah var güzel hatunlardı. Fakat o ağır makyajlı uzun boylu hizmetçi... Lan…
Bu kadın diğerlerine pek faklıydı ve o kadar da güzel değildi. Yarabbi bu kadın kime benziyordu? Ürkütücü bakışlar tedirgin edici gülüşler,
Neyse, dedim. Ben Prenses Alyona ile meşgul olmalıydım. Kendisi Kimmer soyuna dayanan bildiğiniz güzel bir prensesti ve ne güzel gülüyordu.
Fakat tornadan çıkmış sesiyle arada, yiğidim filan demez mi o kadın azmanı hizmetçi. Kim, kim, kim? Gece bitmeden çözecektim şifresini.
Hayır yani, prensesle çok ilgileniyor, benle de ilgilenirmiş gibi yapıyor. Aslında bir erkek taktiğiyle meseleye eğiliyordu. Bir rakip gibi…
İçtik, kafalar ne güzel eyledi bizi, şarkılar söyledik, hikâyelerimi anlattım. Güldük. Maya (hizmetçi kadın) anırarak güldü Maşenka olayına
Bir ara o Maya devesi, "çok matraksın be kuzen" mi dedi, ben mi öyle sandım, çok mu içmiştik? Kıllandım bre, niye kuzen? Efendim, dedim.
Bana mı seslendin yiğidim dedi. Yok dedim. Galiba çok içtim sesler duyuyorum hariçten. Ağır ol gece uzun olacak, dedi. Kendini ima etmeseydi bari…
Dalgalı deniz, güzel Alyona, çirkin Maya, fazla alkol; verdim göğsümü bordanın küpeştesine, suyun debisini artıracak kadar kustum. öğk…
Şu suya dalıp çıksam, buz gibi, kendime gelirdim. Ama hatırlayıverdim Allahtan, ben yüzme bilmiyordum ulan. Neyse, biraz soluklansam...
4 Nisan 2012 Çarşamba
151 / tedirgin
Haftalardır Evliya Çelebi Baba'dan haber alamıyorum.
Tedirginim.
Ulaklar da fayda etmiyor.
Bir an önce karaya çıkmalıyım Çelebiyi bulmalıyım.
Tedirginim.
Ulaklar da fayda etmiyor.
Bir an önce karaya çıkmalıyım Çelebiyi bulmalıyım.
3 Nisan 2012 Salı
150 / marcus
Finlandiya'da yaşarken Markus amca derlerdi,
oyuncakçı dükkanım vardı,
iflas edince dağıttım kalanları,
çocuklar mutlu adımız noel baba oldu.
oyuncakçı dükkanım vardı,
iflas edince dağıttım kalanları,
çocuklar mutlu adımız noel baba oldu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)