30 Ocak 2012 Pazartesi

121 / ayar meselesi

Bir süredir yoktum,
Geppetto Baba'ya gittim.
Burnum pek uzamıştı.

120 / deprem

İ.Ö. 90 filan Roma'da asaletten yoksun bir meyhanede özdekçiliğe, evrene dair konuşurken,
ve içerken büyük ozan Lucretius Titus Carus ile, hafif sallandık.
Biraz korktu Lucretius. Korkma, deprem değil, binalar öldürür. dedim.
Hoşuna gitti güldü sakinleşti.
Şimdi daha iyi hissediyordu kendini binanın taş duvarlarına, kaya gibi sağlam kolon ve kirişlerine bakarken.
Yıllar sonra Evrenin Yapısı (De Rerum Natural) adlı eserinde bu ifadeyi aynen kullandı:
Evet, deprem değil, binalar öldürür,
ey insanlar!

119 / bir telefon

Maşenka aradı, sesi kötü geliyordu. 
Kuzen Güneş onu nokia şarj aletiyle dövmüş. 
Beter ol dedim, soktuğumun Maşenkası sen de...

118 / ac sınıfın laneti

Spartaküs hayatı boyunca isyancıydı ve bir tek yoksula kılıç çekmeden; hakikatli çocuktu, aç sınıfın lanetiydi.
Asaletten çatlayan Roma ve zorba tarihi onu unutmaya çalıştı, insanlık unutmadı. Onunla birlikte dövüştüğüm her andan hala gönenirim...

117 / Spatacus

Capua'daki Quintus Lentulus Batiatus'un gladyatör hapishanesinden 77 gladyatörle kaçıp Vezüv'e sığındık.
Bir sığınaktaydık, fırtına vardı. Açtık.
Spartaküs'e; bana bak oğlum, dedim, yoksullar için savaşacağız yoksullara karşı değil!
Şöyle bir baktı, uzattığım bir parça kurutulmuş eti istemeye istemeye aldı, tamam abi dedi.
Bu, benim için bir insanlık meselesidir.
Bir köle ordusuyla Publius Varinius'u yenip Thuria ile Metapontion kentlerini alıp Alpler'e yöneldik.
Çok soğuktu. Çoktuk ama çok açtık.
Evet, Açlar Ordusuyduk, ama bir Roma Avrupasında resmi sayfalara kendi tarihimizi yazdık.
Bilmem şimdi nasıl okunur?
Ah, tanık olsaydık...

116 / Shakespeare

Bir akşam yine izbe bir İngiliz meyhanesinde Shakespear'a Pyramus'la Thisbe hikayesini anlattım kafalar güzelken; o Romeo ile Juliet'i yazdı.

115 / aramak

Fakat Evliya Çelebi'yi bulamıyorum kaç gündür, haber yollamıştı oysa "bu kez iş tamam" diye; "birkaç Bağdatlı güzel, bir handayız..."
Ulan!

114 / bir zamanlar

Hayatımın
en güzel günleriydi...
ve
Paal Sokağı Çocukları'ndan olmak
ömrümün
en güzel macerasıydı.
Gönendiğimiz bir yerdi
Paal Sokağı...

113 / Mas

O günden sonra Maşenka ile görüşmedik.
Bir iki arar oldu, yüz vermedim.
O kuzene de yapacağımı bilirim.
Sapık Sebastiyan'ı üzerine salacağım

112/ Keşanlı Ali

Sinekli'ye ve Keşanlı Ali'ye musallat olmuştu Çamur İhsan.
Girdim meydana indirdim paçasını onun. Akşamdı, yağmurdu, kıştı.
Destan Keşanlı'ya,
yazmak Haldun Taner ustaya,
yaygarası Manyak Cafer'e,
kederi Zilha'ya düştü.
Bense hikayesini zamanda kaybeden adam...