8 Nisan 2012 Pazar

156 / moussa

Dionysos şenliklerindeydik şarap filan; ağaca buğdaya ekip biçmeye şaraba insana kutsal güne dair şeyler söyledim, Musa çoğunu yanlış anladı...

7 Nisan 2012 Cumartesi

155 / dionysos

154 / nietz

Bütün imparatorlukların saçma olduğunu öylemiştim Nietzsche'ye. Çok hoşuna gitmişti bu söz.

6 Nisan 2012 Cuma

153 / iskarpile

Gepetto Baba "Evlat, burnuna bir ayar vakti geldiyse iskarpileyi alır uğrarım." diye haber salmış. Eyvallah, şimdilik idare ediyor, dedim.

5 Nisan 2012 Perşembe

152 / korktum lan

Kırım Prensesi ve hizmetçileri ile akşam yemeğinde karşılaştık. Allah var güzel hatunlardı. Fakat o ağır makyajlı uzun boylu hizmetçi... Lan…
Bu kadın diğerlerine pek faklıydı ve o kadar da güzel değildi. Yarabbi bu kadın kime benziyordu? Ürkütücü bakışlar tedirgin edici gülüşler,
Neyse, dedim. Ben Prenses Alyona ile meşgul olmalıydım. Kendisi Kimmer soyuna dayanan bildiğiniz güzel bir prensesti ve ne güzel gülüyordu.
Fakat tornadan çıkmış sesiyle arada, yiğidim filan demez mi o kadın azmanı hizmetçi. Kim, kim, kim? Gece bitmeden çözecektim şifresini.

Hayır yani, prensesle çok ilgileniyor, benle de ilgilenirmiş gibi yapıyor. Aslında bir erkek taktiğiyle meseleye eğiliyordu. Bir rakip gibi…
İçtik, kafalar ne güzel eyledi bizi, şarkılar söyledik, hikâyelerimi anlattım. Güldük. Maya (hizmetçi kadın) anırarak güldü Maşenka olayına
Bir ara o Maya devesi, "çok matraksın be kuzen" mi dedi, ben mi öyle sandım, çok mu içmiştik? Kıllandım bre, niye kuzen? Efendim, dedim.
Bana mı seslendin yiğidim dedi. Yok dedim. Galiba çok içtim sesler duyuyorum hariçten. Ağır ol gece uzun olacak, dedi. Kendini ima etmeseydi bari…
Dalgalı deniz, güzel Alyona, çirkin Maya, fazla alkol; verdim göğsümü bordanın küpeştesine, suyun debisini artıracak kadar kustum. öğk…
Şu suya dalıp çıksam, buz gibi, kendime gelirdim. Ama hatırlayıverdim Allahtan, ben yüzme bilmiyordum ulan. Neyse, biraz soluklansam...

4 Nisan 2012 Çarşamba

151 / tedirgin

Haftalardır Evliya Çelebi Baba'dan haber alamıyorum.
Tedirginim.
Ulaklar da fayda etmiyor.
Bir an önce karaya çıkmalıyım Çelebiyi bulmalıyım.

3 Nisan 2012 Salı

150 / marcus

Finlandiya'da yaşarken Markus amca derlerdi,
oyuncakçı dükkanım vardı,
iflas edince dağıttım kalanları,
çocuklar mutlu adımız noel baba oldu.