23 Ağustos 2014 Cumartesi

Demiş ki; kıyamete kadar. 
Ulan bakınca Zumbar nesebine, korkmuyor değilim hani. 
Ölümlüler için hava hoş da...



Evet, Tarla Faresi de yükselebilir, izzet(!) ve ikbal içinde bir süre devinebilir.

Dün Çelebi Baba ile oturuyorduk (Evliya olan), yahu evlat dedi, memlekette gördüklerim bir gerçek mi yoksa yolculuklar başıma mı geçti.

Ben de: İçelim ve güzelleşelim be Baba, dedim, nasıl olsa her gecenin bir sabahı var. Güldü, yahu bu gece pek uzun sürdü, dedi.

"Şu Zumbar'ı hakkaten merak ediyorum," dedi Çelebi Baba: "Nasıl bir nesep bırakmışsa, canına yandığım."

Eskimekte olan hariciyeci ve çiçeği burnunda başvekilin
dış siyasetinin şahsi tahayyülü veya
boka batmanın gerçeği ve gerçekliği.

Temsilen-

Memleketimden Bir Hıyarlık Güzellemesi

Bir seçimii daha hezimetle kapadık ve iki tansferden sonra da hakikaten hayata döndük. Devam ediyoruz işimize.
Konumuz hıyardır dostlar.
Salatalık yaygın adıdır.
Latince karşılığı cucumis sativus’tur. Arapçada karşılığızavrak alarak kayda geçmiştir. Ama hıyar kelimesi ne ihtişamlı durmaktadır bir metafor burgacında.
Hıyarın türleri vardır dostlar; tarlada yetişeni, serada yetişeni, turşuluk olanı, muktedir meşrebi…
Sera Hıyarının Sofralık Çeşitler: Bittex, Standex, Orion, Melior, Green spott, Spot Resistent diye sıralanır.
Sera Hıyarının Turşuluk Çeşitler: Hokus, Nimbus, Argus olarak anılır.
Tarlada Yetiştirilen Hıyarın Sofralıklar grubuna Colorado, Cubit, Marketer, Submarine, Stays Green gibi Amerikan orijinlilerinin yanı sıra memleketin değişik yörelerinde yetiştirilen bazı yerli hıyarlar girer. Bunlar; Langa, Maltepe, Çengelköy, Dere ve Kilis hıyarıdır. Kilis hıyarı diğerlerine oranla daha küçük boylu, hoş kokulu ve oldukça erkencidir.
Turşuluk Çeşitler: Gherkin, Belair, Belmonte, Kornişon ve Rus hıyarı şeklinde sıralanır.
Gelelim memleketin medya hıyarlarına:
Bunlar muktedir tarlalarında yetişirler.
Maddi manada mümbit bir arazi isterler beklerler umarlar; tüm bunları arzu ve istekle yaparlar.
Hem kifayetsiz hem de muhteristirler. Zira çapsızdırlar, çepersizdirler, hayati bir haysiyet zarından yoksundurlar.
Sıkça yanılırlar, ki öngörüsüzdürler. Yanıldıklarını gördüklerinde misalen bir yetmez ama evet hıyarlığında pişman olurlar ki bu da yetmez bir mahiyettedir.
Suyun aktığı yere doğru filizlenir çiçeklenir ve serpilirler.
Kendi başlarında dikelmek gibi bir meziyetleri yoktur yanı başlarında hep bir mevki, makam, para, pul payandası olmak zorundadır ki payandalıkları bu payandaya bağlıdır.
Bir besin zincirine tabidirler.
Basit bir zavrak olarak başladıkları hıyartları gazeteci, vekil, danışman olarak devam edebilir. Bakanlık hayalinde olanı da vardır.
Olanı görmezler gösterileni idrak ederler.
Bildiklerini anlamazlar, anladıklarını zannederler.
Yalancı tanıklık müessesesinin fos hıyarlarıdır.
Toplu hasada tabidirler, tek tek de değerlendirilebilirler.
Zaten yeşildirler, asla kızarmazlar, arlanmazlar, hicap etmezler.
Bunlardan bir cacık olmaz; sarmısak ve süzme yoğurt bile bu cins hıyarı adam edemez, bir lezzet veremez. Kuru nane bile fayda etmez.
Mevsim salatasında bile kadroya giremezler; ama mevsimlik kullanımları vardır ki bir tarlanın ilelebet mahsulü olduklarını zannederler.
Hıyardırlar bunu fark edecek kadar, hıyarlıklarının da önemsenmesini istemezler.
Hormonludurlar. Aldıkları zehir payandalarından gelir ve içinde oldukları tarlayı bir fani hıyar ömürlerinde nasıl zehirledikleri meselesinde de bîidraktirler.
Bu hıyarlar; gerek sera gerek tarla hıyarlarına göre ve hatta gerekse turşuluk hıyarlara nispeten ömürsüzdür, leş kokuludur, fitnedir, yalancıhıyadır, kimi dönektir kimi dümbelektir ama muhakkak ki alayı erkencidir. Bir menfaatin nereden geldiğini görecek kadar erkencidir.
Çengelköy hıyarı değildirler; ama ille de bir semt adıyla anmak gerekirse Kasımpaşa hıyarı olarak kayda geçebilirler.
Elbet bir gün turşuları kurulacaktır.

Çiko nihayet döndü pazardan, file dolu. Baktım fileye, yok yok! Salam, sosis, sucuk, kızarmış piliç, domates, soğan, peynirin türleri, zeytinin hem kendisi hem yağı… Bolca hıyar…
Ne iş dedim, bunca hıyar?
Severim bu mübarek hıyarı evet; lakin bilirsin ki ben hıyarlığı sevmem, dedi Çiko.
Göbeğini sarsa sarsa attı kahkahasını. Hadi bakalım, dedi, doldur şu rakıları, hormonsuz hıyar bunlar, sadece rakıya meze olurlar… diye çınladı: Sadece rakıya meze olurlar… Sadece rakıya meze olurlar… Sadece rakıya meze olurlar… Sadece rakıya meze olurlar…
Sevgisi kendi menfaatlerineydi Zumbar'ın, saygısı ise yine kendi sefil iktidarınaydı.
Ama işte arasanız tozunu bile bulamazsınız.

Tarihin ilk rakı imalatçısı ve siyaset bilimcisi olan Domdom,
ben bu adamı ne ayık kafayla izah edebiliyorum ne de düz kafayla, derdi.

Bir Zumbar suretinin günümüze kadar vurması hangi lanetin tecellisidir ki?

Zumbar'ın en büyük hatası -basiretsizliğinin sonucunda- kendine özel bir birlik kurması olmuştu.
Bunlar tarihin ilk barbarlarıydı.
Çapsızdı Zumbar ve avenesi!
Zumbar'ın yanına gittiydim. 
Acaba geriye doğru bir şeyleri değiştirebilir miyim diye. 
Zira Zumbar soyunun bugüne etkileri pek fena olmakta.

Yine de can sıkmamalı,
Zumbar, sadece çapsız ve adi bir şefti. 
Ben yazıyorum diye var. 
Ki nesebi de çapsız. 
Çokça anılmayacaklardır.

tom

Mark Twain kitabın önsözünde 
Tom Sawyer hikayeleri hakikattir, demişti. 
Doğrudur, 
hepsini ona ben anlatmıştım kaçak viski yapar ve içerken.