26 Ekim 2011 Çarşamba

14

Ben hala aynı pozisyondayım, pozisyon derken sırt üstü düşmüştüm ya... ha... öyle manalı manalı gülmeyelim. neyse, uşak da pozisyonunda... lakin lombak daha mı yaklaşmıştı ne... neyse ki güzeller güzeli bir ses, bizi yalnız bırak Sebastiyan dedi. Sebastiyan tabi ne olacaktı adı? Uğraştırmayın beni, isimlere takılmayalım lütfen. Bu meyanda talih ters dönmüştü, Sebastiyanınkinin yerinde apoti kuzu duruyordu, breh breh... Ne şeftalisi... Deme öyle oğlum tikim var diyorum, bak tüylü tüylü şeftali ulan tüylerim kıl oldu sırtım ürperdi. kes, anlatmam bak... Bir yüzümü yıkayım ulan... Tamam, nektarin olur... ille de girecen ya lafa, sensiz ilerlemez hikaye... Çömeldi yanıma, bir koku, bir rayiha, bir buhur, ıtır, misk-i amber, afrodisyak bir salgı... ıslak iri dudakları oynadı zarif parmaklarla alnımın terini sildi, dudaklarına götürdü, dilinin pembesi formamın rengi olabilirdi... sanki düşüncelerimi okumuştu.yolun nereye yabancı, dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder